Hidroksi asit denen formülasyonlar (HA), çeşitli cilt problemleri için klinik çalışmalarda yıllardır kullanılıyor. Glikolik asit, salisilik asit, laktik asit gibi bileşimler son zamanlarda bu formülasyonlardan öne çıkanlar arasında yer alıyor. Hidroksi asitlerin, öne çıkan en önemli etkilerinden biri yaşlanma karşıtı özelliği olarak biliniyor. HA’ların yaşlanma karşıtı etkisi, kozmetikte önemli bir özellik olarak karşımıza çıkıyor.[1]
HA’ların çeşitli türleri olmakla birlikte; bu yazımızda özellikle Alpha Hidroksi (AHA) ve Beta Hidroksi Asit (BHA) üzerinde durarak, bu iki formülasyonun cildimizdeki etkilerine yer vermeye çalışacağız. AHA'lar, doğada şekerkamışı (glikolik asit), kesilmiş süt (laktik asit) ve meyvelerde (sitrik asit) çeşitli formlarda bulunabiliyor.[2] AHA'lar özellikle cilt dokusu ve tonunun onarılmasında, hiperpigmentasyonun ve kırışıklıkların azaltılmasında etkili çalışıyorlar. Cildin üst katmanını, hafif bir peeling etkisiyle ölü deriden arındırabiliyorlar. Aynı zamanda kolajen üretimini artırarak, hücre yenilenmesini de aktive ediyorlar.
BHA'lar ise, AHA'lara göre cildin daha derinlerine inmeyi başararak; kapalı gözenekleri açmada, sivilce oluşumunu baskılamada daha etkili oluyorlar. Salisilik asit, en çok bilinen BHA'lar arasında yer alıyor. AHA'lardan glikolik asit ile karşılaştırıldığında, salisilik asit ciltte daha az iritasyon yaratıyor. BHA'lar cildin, ultraviyole ışınlarına karşı direncini artırırken; aynı zamanda antibakteriyel bir özellik de barındırarak sivilce oluşumunun baskılanmasına yardımcı oluyor. AHA'ların ise, peeling etkileriyle güneşten zarar görmüş ciltler ve yaşlanma karşıtlığı için daha uygun olabiliyor. AHA'ların bu anlamda nispeten daha “agresif” görülmelerinden dolayı özellikle güneş hassasiyeti açısından, kontrollü kullanılması da önemli görülüyor. FDA’nın önerisine göre, üründe kullanılan AHA bileşeni oranının %10 veya altında, pH’ının ise 3,5 üzerinde olması veya ürünün kendisinin güneşten koruma özelliğinin ya da önerilen ürün seti içerisinde mutlaka güneş koruyucu da bulunması, ürün kullanımını güvenli hale getiriyor.[3] Bha için ise, yine güneş koruyucu ile kullanılması ve tüm cilde uygulanmadan önce cildin küçük bir bölgesinde test edilmesi öneriliyor.[4]
Biz de Simya Evi olarak, %100 bitkisel AHA/BHA içerikli Clear&Shine serimizi oluşturduk. AHA içeriğini meyve asitlerinden, BHA içeriğini ise söğüt kabuğu özünden elde ediyoruz. Bu sayede oluşturduğumuz ürünlerimiz bizlere bu asitlerin tüm faydasını, daha nazik ve cilt dostu formülasyonlarla verebiliyor. Ayrıca bu şekilde daha yüksek dozlarda da kullanabiliyoruz.
[1] Andrija Kornhauser, Sergio G Coelho, Vincent J Hearing, “Applications of hydroxy acids: classificaton, mechanisms and photoactivity”, Cilinical, Cosmetic and Investigational Dermatology, November 2010.
[2] Sheau- Chung Tang, Jen-Hung Yang, “Dual Effects of Alpha-Hydroxy Acids on Skin”, Molecules, April 2018.
[3] https://www.fda.gov/cosmetics/cosmetic-ingredients/alpha-hydroxy-acids#q1
[4]https://www.fda.gov/cosmetics/cosmetic-ingredients/beta-hydroxy-acids